* Ölüm oruçlarının başlamasıyla birlikte gündem, normalinin üstünde “ölüm” ile doldu. Ölüme dair çok fazla şey konuşulmaya, ölüm kavramı sakız muamelesi görmeye başladı. Halihazırda toplumumuz zaten ölüm kavramının içini fazlasıyla boşaltmışken bir de böyle bir çabaya girişmek neden? Acaba kavramın içini iyice boş hâle getirerek ölüm oruçlarının sonunda olabileceklerle birlikte kendilerinde oluşacak vicdan hâlinden sıyrılmak mı isteniyor?

* Etik tartışmalarında dindar insanların klasik bir tezi vardır; dindar olmayan insanın ahlakı olamayacağına varır en temelde. Ahlakı ve ahlaklı davranışın temelini bir korkuya ve Tanrı gibi bir figüre dayarlar ve bu olmazsa ahlak olmaz derler. Ancak her geçen gün bizzat kendileri bu tezi çürütebilmemiz için malzemeler verip duruyorlar bize. Kendileri de farkında mı acaba bunun?

* Bir de gündeme dair uzun laflar söyleme yetimi kaybetmişim onu farkettim. Bir süre sonra aynı şeyleri tekrar edip durmak, aynı düz mantıklılarla uğraşmak zorunda kalmak sıkıyor ister istemez. Bir de bu tarz durumlara girmenin bana verdiği şeylerin sadece sinir, baş ağrısı ve boşa harcanmış vakit olduğunu farkettiğimden bu yana da uzak durmaya çalışıyorum. Diyeceklerimi böyle az ve öz söylemesi en azından benim için daha faydalı oluyor.


Comments

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.