“Hayır” Diyorsam Sebebi Var

Freelance çalışmaya, yani kendi işimi kendim yürütmeye başladığımdan bu yana öğrendiğim birçok şey var. Ama bunlardan belki de en önemlisi ve daha önce hayatımın başka alanlarında da ne kadar büyük etkisi olduğunu fark edemediğim bir tanesi var: kendi sınırlarını belirleme gücüne sahip olmak ve bunu yapamamanın nasıl büyük etkileri olabileceği.

Özellikle freelance çalışmanın en önemli dertlerinden birisi iş akışını sürekli hâle getirebilmek ve bu sayede hem maddi hem de zihinsel olarak boşa düşmemek. Bunu yapamazsanız dengesiz ve sıkıntılı bir hayatınız oluyor. Ancak yalnızca bunu düşünmek, bir süre sonra her şeye evet demeye ve her önünüze geleni kabul etmeye başlamanıza da neden olabiliyor. İşte sorun da tam olarak herkese evet demek zorunda hissettiğiniz noktada başlıyor. Aman boşta kalmayayım diye iş almaya başlarken bir noktadan sonra bu durum size zarar vermeye ve aslında gerçekten yapmak istediğiniz işlerinize zaman ayıramaz hâle gelmenize de sebep olabiliyor.

Bu bir süre sonra çok farklı biçimlere de dönüşebiliyor. İnsanları kırmamak için, daha sonra bana iş vermez düşüncesine kapılıp hayır diyemez hâle gelebiliyorsunuz mesela. Ya da kimi insanlar sizin bu durumunuzu fark edip manipüle etmeye başlayabiliyor. Tıpkı iş dışındaki konularda olduğu gibi, siz ne kadar çok evet derseniz bu bir süre sonra size karşı kullanılmaya başlanabiliyor.

Bu noktada, hem gündelik hayatınızda hem de iş hayatınızda kimi sınırları ve kuralları kesin bir şekilde koymak zorundasınız. Freelance çalışmanın en önemli noktalarından birisi de aslında gündelik hayatla iş hayatı gibi bir ayrımı yapmanın çok daha zor olması çünkü. Gittiğiniz bir ofis, size ne yapacağınızı emreden ve sınırlar koyan birileri olmadığı için iş ve günün geri kalanı arasında bir ayrım kalmıyor. (Bu yüzden freelance çalışmayı hâlâ işsiz olmak gibi gören de çok insan var. Freelance çalışmanıza rağmen “ne zaman işe gireceğinizi” soranlar. Ama şimdilik bunu bir kenara koyalım.) Bu yüzden, gerçekten freelance çalışarak güzel bir hayat sürdürmek istiyorsanız; hem hayatınızı hem de işinizi kendi düzeninize göre yönetebilmeniz gerek.

Eğer bu olmazsa hayatınız bir anda savaş alanına dönebilir. Sizin hayır diyememenizden faydalanıp sizi kullanmak isteyenler, sizin hayatınıza ve düzeninize hiç saygısı olmayan ve hatta sizin de bir hayatınız ya da işiniz olduğu gerçeğini kabul etmeyenler ve daha birçok şey kontrolü tamamen kaybedip kendinizi bir enkazın ortasında bulmanıza neden olabilirler. Siz de ne ara bu hâle geldim diye düşünüp durursunuz.

Yukarıda bahsettiğim insan modellerinin bizimki gibi toplumlarda ne kadar çok olduğunu da düşünecek olursak, işinizin ne kadar zor olduğu ortada. Ancak bu noktada da sizin yapabileceğiniz çok fazla bir şey yok (yaşadığınız yeri değiştirmek gibi ekstrem örnekler dışında). En fazla yapabileceğiniz kendi düzeninizin ve hayatınızın öncelikli olduğunu söylemekten ve gerektiği zamanlarda hayır demekten korkmamanız. Geriye sadece insanların size ve hayatınıza saygı duyup buna göre davranmalarını ummak kalıyor.

Bunu yaparken alacağınız tepkilere de hazır olmanız lazım. “Götü kalkmış”, “N’olacak sanki”, “Hayırsız”, “Saygısız”, “Ukala”, “Parasıyla değil mi”, “Kendini ne zannediyor bu”, “Ne kıymetli vakti varmış bunun da” gibi şeyler duymaya; insanların yaptıklarını kabullenmemelerine ve size karşı tavır almalarına dayanabilmeniz gerek. Bunların hepsi daha önce hiç görmedikleri bir şeyle karşılaşmanın yarattığı etkiler. Yapabileceğiniz tek şey zaman içerisinde sizin ne demek istediğinizi anlamalarını beklemek.


Tüm bu anlattıklarım temelde yaşadığımız toplumun algıları ve kavrama sorunlarıyla alakalı. Büyük bir kesim, sadece kendi hayatını merkeze alıp diğer insanların 7/24 onların her istediğini yapmak için hazırda bekleyen robotlar olduğunu zannediyor. Bu zaten kim olursanız olun gündelik hayatınızı yeterince zorlaştırırken, bir de benim gibi “iş” olarak kabul edilmeyen bir şeyler yapıyorsanız durum daha da kötü bir hâl alıyor.

Tüm bunlar değişir mi, insanlar zamanla öğrenir mi bilemiyorum. Ama mutlu ve gerçekten istediğiniz şeyleri yaptığınız bir hayat geçirmek istiyorsanız “hayır” diyebilmeyi öğrenmeniz lazım. Belki zamanla çevrenizdeki insanlar da size ve işinize saygı duymayı, sizin de hayatınıza dair kendi planlarınız olabileceğini ve sizin keyif aldığınız bir hayat yaşamanızla mutlu olmayı öğrenirler.


Comments

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.